Türk askeri tarihi, devşirme sistemi gibi yenilikçi yaklaşımlarla şekillenmiş, Osmanlı İmparatorluğu’nun geniş coğrafi hakimiyetinde önemli bir rol oynamıştır. Ancak, 19. yüzyılda Fransız Devrimi’nin etkisiyle ortaya çıkan ulus-devlet temelli zorunlu askerlik anlayışı, bu sistemi terk ederek modern ordu-millet modeline geçişi hızlandırmıştır. Günümüzde, Türkiye’nin dış politikada artan etkinliği, bölgesel ve küresel çatışmalara katılımı, teknolojik gelişmeler ve demografik dönüşümler, profesyonel askerlik kavramını yeniden gündeme getirmiştir. Ancak, genç nüfusun askerliğe ilgisinin azalması ve demografik sınırlamalar, mevcut sistemin sürdürülebilirliğini sorgulatmaktadır. Bu bağlamda, Fransız Yabancı Lejyonu’ndan esinlenerek, Türk dünyasından, Afrika’dan ve Orta Doğu’dan gönüllülerin katılımıyla bir Yabancılar Lejyonu kurulması bir alternatif olarak düşünülebilir. Bu makale, tarihi bağlamı kısaca özetledikten sonra, Fransız Yabancı Lejyonu ve diğer modern örnekleri inceleyecek, Türkiye’nin güncel askeri ve demografik durumunu, dış politika angajmanlarını ve önerilen Yabancılar Lejyonu’nun uygulanabilirliğini detaylı bir şekilde değerlendirecektir. Amaç, bu modelin Türkiye’nin stratejik ihtiyaçlarına uygunluğunu ve potansiyel risklerini analiz etmektir.
Tarihsel Arka Plan
Askeri kültürümüze pek de uzak olmayan Yabancılar Lejyonunun tarihi kökenlerini Yeniçeri Ocağında bulabiliriz.
Osmanlı İmparatorluğu, toprağa bağlı toprak sahiplerinin yetiştirdiği klasik Türk askeri yapısında bir yeniliğe giderek dönemin ordularında olmayan bir anlayışla merkeze bağlı düzenli ve profesyonel bir ordu oluşturmak için aım atmış ve devşirme sistemini getirmiştir. I. Murad döneminde pençik kanunuyla temelleri atılan bu sistem, Hristiyan tebaadan gençlerin toplanarak Türkleştirilmesi, eğitilmesi ve Yeniçeri Ocağı’na katılması esasına dayanıyordu. Yeniçeriler, padişaha bağlı elit birimler olarak imparatorluğun seferlerinde kritik rol oynadı.
Ancak, 18. yüzyıldan itibaren devşirme sistemi zafiyete uğramış, yeniçeriler Türkler arasından temin edilmeye başlanmış ve akabinde ocağında yozlaşma, isyanlar ve yeniçerilerin temel ocak kurallarını ihlal eder yaşam sürmeleri sistemi zayıflattı. Fransız Devrimi sonrası Napolyonik reformlar, ulusal kimlik temelli zorunlu askerliği Avrupa’ya yaydı. Osmanlı, III. Selim’in Nizam-ı Cedid girişimiyle bu modeli benimsemeye çalıştı, ancak Yeniçeri direnişiyle karşılaştı. Napolyon’un Mısır Seferi, Osmanlı ordusunun geri kalmışlığını ortaya koyarak reformları hızlandırdı. 1826’da II. Mahmud’un Vaka-i Hayriye ile ocağı kaldırması, modern orduya geçişi hızlandırdı. 19. yüzyılda devşirme sistemi terk edilerek, vatandaş temelli modern orduya geçildi.
Ancak gayrimüslimlerin, İttihat Terakki dönemi askerlik reformuna kadar askerlikten muaf olması, yine aynı döneme kadar Arap topraklarında merkezi otoritenin olmaması sebebiyle Araplardan askere alım yapılmaması sebebiyle Osmanlı Ordusu büyük oranda Türklerden müteşekkil bir orduya dönüştü. Bir başka deyişle Türk Ordusu yaklaşık 300 yıldır gayri Türk unsurları bünyesinden arındırmıştı.
Fransız Yabancı Lejyonu ve Modern Örnekler
Fransız Yabancı Lejyonu, 1831’de Kral Louis-Philippe tarafından, Napolyon Savaşları sonrası nüfus kaybı ve Cezayir kolonizasyonu ihtiyaçları doğrultusunda kurulmuştur. 2024 itibarıyla 9,600’den fazla askerden oluşan lejyon, 150’den fazla ulusu temsil etmekte olup, bir komuta merkezi ve 11 alaydan oluşmaktadır. Adaylar, 17.5-39.5 yaş arasında, herhangi bir milletten seçilmekte; suçluların katılımını da sağlamaktadır. Beş yıllık sözleşmelerle başlayan hizmet, sadakat yemini ve Fransız vatandaşlığı vaadiyle desteklenmektedir. Lejyon, tarih boyunca Cezayir, Mali, Çad, Irak ve Pasifik’te operasyonlara katılmış, özellikle Sahel bölgesinde terörle mücadelede ön saflarda yer almıştır. Avantajları arasında düşük maliyet, nitelikli vatandaş kayıplarını azaltma ve hızlı müdahale kapasitesi yer alır.
Modern örnekler arasında İspanya’nın Spanish Legion’u dikkat çeker; Latin Amerika’dan gönüllüler alarak Afrika operasyonlarında kullanılmaktadır. İngiltere’nin Gurkha Tugayı, Nepal kökenli askerlerle Falkland Savaşı gibi çatışmalarda etkili olmuştur. Rusya, 2015’te kurduğu yabancı lejyonuyla Suriye’de faaliyet göstermiştir. Ukrayna’nın Uluslararası Lejyonu ise 2022’den itibaren Rusya’ya karşı 30’dan fazla ülkeden gönüllü toplamıştır. Bu örnekler, yabancı asker kullanımının çağdaş çatışmalarda stratejik bir araç olduğunu göstermektedir.
Günümüz Türkiye’sinde Askeri Durum ve Demografik Gerçekler
Türkiye’de zorunlu askerlik sistemi, İttihat ve Terakki döneminde kurumsallaşmıştır. Temel askerlik görevine göre insan kaynağının tasarlanması uzunca yıllar Türk Ordusu’nun temel politikasını oluşturmuştur. Ancak, terörle mücadelenin yoğunlaştığı 1990’lardan itibaren profesyonel askerliğe geçiş tartışmaları başlamıştır. Gayrinizami tehditlerle mücadele ve militanlığı hayat tarzı haline getirmiş teröristlerle zorunlu askerlik hizmeti süresince eğitim almış askerlerin savaşmasının yarattığı zorluk bu profesyonelleşmeyi de beraberinde getirmiştir.
Demografik olarak, Türkiye’nin 2024’te 85 milyonluk nüfusu, 2030’a kadar artacağı beklense de, genel tabloda yaşlanma eğilimi başlamıştır. Genç nüfusun askerliğe eğilimi de azalmakta; bedelli askerlik uygulamaları, derinlemesine bir demografik planlamanın olmaması, siyasi kutuplaşma ve milli kimliğin tahrip olması, askerlerliğe olan ilgiyi azaltmıştır.
Türk Dış Politikası ve Askeri Müdahaleler
Türkiye’nin 21. yüzyıldaki dış politikası, bölgesel ve küresel bir güç olma hedefiyle aksiyoner bir karakter kazanmıştır. 2020-2025 döneminde, Libya, Suriye, Irak ve Azerbaycan’daki müdahaleler Türkiye’nin dahil olduğu askeri çatışmalardaki artışı göstermektedir. Libya’da, 2020’de Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne destek için askeri danışmanlar, SİHA’lar ve Suriye’den transfer edilen paralı askerler kullanılmıştır.
Bu anlamda Türkiye gayriresmi bir şekile Suriye Milli Ordusu unsurlarını bir yabancı lejyon gibi sahada değerlendirmiştir.
Suriye’de devam eden gergin durum, Somali’deki istikrarsızlıkta Türkiye’nin merkezi hükumetten yana tutumu ve Libya’da şimdilik için süren çatışmasızlık ortamının bozulması gibi durumlarda Türk postallarının toprağa değmesini gerektirecektir. Bu durumlarda yeni ve kompleks güvenlik sorunlarını anlamaktan uzak kamuoyunun Türk kanının kendisi ile ilgisiz bir çatışmalar için akmasına göstereceği tepkiden ancak yabancılar lejyonu gibi bir yapı ile kurtulabiliriz.
Yabancılar Lejyonu Önerisi ve Uygulanabilirliği
Yabancılar Lejyonu, bu demografik baskıyı hafifletebilir, vatandaş kayıplarını azaltabilir ve ordunun esnekliğini artırabilir. Ancak, bu modelin uygulanması, eğitim, entegrasyon ve sadakat gibi konularda titiz bir planlama gerektirir.
Yabancılar Lejyonu’nun kurulmasıyla, Türk dünyası, Afrika ve Orta Doğu’dan gönüllülerin katılımıyla profesyonel bir birlik oluşturulabilir. 18-40 yaş arası adaylar, sağlık kontrolleri ve sadakat yeminiyle seçilecek; eğitim, Türkçe dil becerileri, askeri disiplin ve modern teknoloji kullanımı üzerine yoğunlaşacaktır. 10 yıllık sözleşmeler, vatandaşlık veya daimi ikamet hakkı gibi teşviklerle desteklenebilir. Bu model, Osmanlı devşirme sisteminin modern bir uyarlaması olarak, Türkiye’nin ihtiyaçlarına yanıt verebilir.
Uygulanabilirlik açısından, bu lejyonun avantajları çok yönlüdür. Yabancı askerlerin daha düşük maaşlarla motive edilmesi, maliyet etkinliği sağlar ve vatandaş kayıplarını azaltarak iç politik baskıyı hafifletir. Türk dünyasından, Orta-Doğu’dan Afrika’dan gelen gönüllüler, Türkiye’nin bu bölgelerdeki diplomatik bağlarını güçlendirir. Demografik olarak, Türkiye’nin yaşlanan nüfusu ve gençler arasında askerliğe azalan ilgi, lejyonun insan kaynağı açığını kapatmasını sağlar. Operasyonel esneklik de önemli bir kazanımdır; lejyon, Libya, Suriye veya Irak gibi zorlu coğrafyalarda ön saflarda görev alarak düzenli ordunun yükünü azaltabilir.
Bununla birlikte, bu modelin uygulanması ciddi zorluklar barındırmaktadır. Yabancı askerlerin sadakati, en kritik risklerden biridir; geçmişte Yeniçerilerin yozlaşması, bu tür yapıların denetimsiz bırakıldığında tehlike yaratabileceğini göstermiştir. Bu nedenle, sıkı istihbarat mekanizmaları, psikolojik testler şarttır. Nihayetinde, Yabancılar Lejyonu’nun başarısı, titiz planlama ve güçlü denetime bağlıdır. Pilot bir programla başlanarak, örneğin 1,000 katılımcı ile test edilip genişletilebilir.
Sonuç
Yabancılar Lejyonu, Osmanlı devşirme geleneğinden ilham alarak, modern demografik ve stratejik ihtiyaçlara yanıt verebilecek bir model sunmaktadır. Fransız Yabancı Lejyonu ve diğer örnekler, bu tür bir yapının uygulanabilirliğini göstermektedir. Türkiye’nin aktif dış politikası, demografik sınırlamalar ve profesyonel askerlik ihtiyacı, lejyon modelini cazip kılmaktadır. Ancak, sadakat, yasal düzenlemeler ve uluslararası ilişkiler gibi riskler, titiz bir planlama gerektirmektedir. Yabancılar Lejyonu, Türkiye’nin bölgesel ve küresel etkisini artırarak, 21. yüzyılın güvenlik dinamiklerine uyum sağlayabilir.